14 Ekim 2010 Perşembe

mecburen mecburen mecburiyetten... değil!

Erken kalkmak mecburen, işe gitmek mecburen, eve dönmek mecburen mecburiyetten... ama arkadaşlarla MFÖ konserine gitmek değil! O tamamen zevk için, istediğim için, eğlenmek için :)

Her şey bunun sayesinde oluyor, ilginç di mi? :)

Tam da kaprisli olduğum bir gündü halbuki. Keyifsizim, canım gitmek istemez, uykum var, hava kapalı, açım, bi dakka bi dakka bu konser üniversite festivallerine gitmem prensibimi ihlal ediyo mu ama hayır festival değil tüh.. ama MFÖ yaaa!

Tam boğazlanıcak havamdaydım yani! :) Allahtan alttan alan arkadaşlarım var. Ya da öyle kaprisler görmüşler ki benimkiler eh bu kadar olur dedirtiyor.. Ama çay içelim yaaa diye biri beni konser alanından çıkarıp YTÜ'nün tepesine sürükleseydi ben sinir olurdum şahsen. O "biri" ben olmasaydım tabi!

Konser başladığındaysa keyfim yerindeydi. Bir süre sonra epey şiddetlenerek bizi sıçana çeviren yağmur bile bozamadı o keyfi. Hatta Musa'ya "Şomsun oğlum yağmur istiyodun al sana yağmur!" diye çıkışmış bile olsam sonradan (özellikle "Bu Sabah Yağmur Var İstanbulda"dan sonra.. Yağmur altında MFÖ dinlemek bir başka cidden de) dediğine katılmadan edemedim: "Bugün güzel bir gün."

Tam tipler yaa, Erkan'a öldüm :)

Hadi kendimi de dahil edeyim ama öbür resmi daha bir sevdim açıkçası..

Sonradan ayaklarımı hissedebilseydim daha da bir güzel olacaktı. Yaşlanıyorum diyorum işte.. Burcu'nun ağrıyan belini çıtlatabilmek için yaptığı hareketlereyse hiç gitmiyorum, o biliyor kendini! :)

7 Ekim 2010 Perşembe

hadi bugün ayakkabılara ilgim olsun...

Modayla alakam (-)'lerde seyreder genelde. Devil Wears Prada gibi filmler izlediğim nadir zamanlarda +5'e falan çıkar (evet bu değelendirme 100 üzerinden). Aşağı yukarı 3 çift ayakkabım (hiçbiri topuklu değil) ve 2 adet kotum var. Evirir çevirir her şekil giyerim. "Bir giydiğimi bir daha giymem" divalarının aksine bir giydiğimi bir hafta boyunca giyebilirim de. Kirlenmediği sürece tabi. Kıyafetle alakam yok dediysem pasaklıyım demedim. O yüzden bu post aslında benimle epey alakasız ama Kobi-Levi'nin tasarım harikası ayakkabılarına hayran kalmamak da elde değil. Bakalım siz ne düşüneceksiniz..









Sakızlı olan benim favorim :) Üzerinde iki adım atamam o ayrı...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...