27 Ocak 2011 Perşembe

güzel bir gün

Kışın serin ama güneşli havalarına bayılıyorum! Atkılar, bereler, eldivenler... aksesuarlar çok hoş bir kere. Bir de böyle kat kat giyinip ıslanmıyorsunuz, güneş de yüzünüzde! İçi sıcak, dışı sıcak bir ortam.

Caddebostan Sahili'ndeki Starbucks da öyle. Duyan da hayatım Starbucks'ta geçiyor sanacak. Ama seviyorum elimde değil! Kahve mükemmel, müzik harika, bir de karşımda deniz parlıyor pırıl pırıl...

Ne olursa olsun hayatı sevin derler ya.. Bir dolu şey yetiştirmeniz gereken, sinir stres altında yüzünüzden pütürler dökülürken, saçlarınızın da bir türlü düzgün gözükmediği çirkin, sinirli, pis, halsiz, huysuz günlerde, hatırlanıp da gülümsenebilecek bir gün.

Bu yaşta bu kadar huzur ve mutluluk arayışında olmak garip mi?

Doğduğu günden beri metropol insanı olan biri için değil heralde.

Yanlış anlaşılmasın şimdi, bırakın teknolojiyi, şehirleşmeyi dönün doğal hayata'cılardan değilim. Hatta öyle alışkın olmadığım bir ortamda kuruyup kalabilirim bile...

Ayrıca İstiklal'de slalom yapmak, Nişantaşı'nda istediğim hızda yürüyebilmek, otobüslerde yer bulabilmek, yaşlı teyzelerin önüme geçmek için attığı dirseklere dayanıklı sağlam bir böğüre sahip olmak, trafikte karşıdan karşıya geçmek, son anda metroya ya da vapura yetişmek gibi bu şehirde hayatta kalmam için gerekli ve oldukça da değerli olan bu becerilerimi geliştirmek yıllarımı aldı!

Körelirim sonra, allah korusun!

Ama yine de arada küçük kaçamaklar iyi oluyor, onu söylüyorum. Bu "kaçamak" güneşli bir kış gününde, caz müzikli, deniz manzaralı bir Starbucks'a da olsa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...