9 Mayıs 2011 Pazartesi

bu kız napıyo yaw?

Nerdeyse hiç "update" etmediğim hayatımın nerdeyse hiç "update" etmediğim blogu, son zamanlardan şöyle bir bahsedeyim. Hiç olmazsa o "nerdeyse"lerin hakkını vermiş olurum.

Az da olsa "Bu kız napıyo yaw?" diyenler var onlara da cevabım:

- Pazartesi günleri Bilgi Üniversite'sinde Tuna Erdem'in Film Genre dersine gidiyorum. Sinemaya az çok ilgim var, hobimdir, hayatımın aşkıdır vs diyen ya da sinemayı bu bağlamda herhangi bir cümle içinde kullanabilen herkesin kesinlikle alması gereken bir ders. Sabah 5'te yatan ben, gene aynı sabah 7'de uyanıp gidiyorum bu derse, düşünün artık :)

- Genelde Cuma günleri (ve genelde 2 haftada 1, ama haftada 1 gidebilsem daha iyi olacak) Çiftehavuzlar'da, Dr. Ayça Kaya'dan beslenme eğitimi alıyorum. Zayıflamaya çalışıyorum demenin başka bir vesiyonu aslında, yanlış anlaşılmasın. Yoksa kursa gidiyorum sonra başkalarını eğiticiim tarzı bir şey diil. Ama sağlıklı beslenmeyi sadece salata yemeyle karıştıran ve kaç kilo olursa olsun sürekli "zayıflamaya çalışan" günümüz toplumunun alması gereken bir eğitim.

- Haftada 3 gün spora gitmeye çalışıyorum. Spora derken, spor salonuna yani. Olduğu yerde yürüyen, olduğu yerde bisiklet çeviren, olduğu yerde o Cross denen alet nasıl bir hareketse (kayak?) onu yapan, (büyük olasılıkla deli) insan topluluğunun bir üyesiyim ben de. "Spor salonuna yazılınır, senede 3 kere gidilir, para saçmaktan başka bir şey değildir" tezi en azından benim için doğru değil. Ayrıca yüzüyorum (olduğum yerde değil tabii ki :)) ve en çok da onu seviyorum.

- Hayatımda hiç okumadığım kadar fazla okuyorum. Nedense hep aynı anda birden fazla kitap hem de. Çantamdan çıkarmadığım yolda okuduğum kitap, yatmadan önce okuduğum kitap, bilgisayarda sıkılınca okuduğum bir e-book ve o sırada eğer varsa bitirene kadar yemeden içmeden okuduğum bir kitap. Benim genre'larım bunlar açıkçası. Yoksa her şeyi okurum. Mesela yeterince sürükleyici değilse o kitap çantamda durur, sürükleyiciyse yatmadan önce okuduğum kitap olmaz (ve genelde bir gün içinde biter zaten). Şu sıralar ne okuyosun peki derseniz: Neil Gaiman - American Gods (yatmadan önce), George R. R. Martin - A Song of Ice and Fire: Game of Thrones (e-book), Danielle Trussoni - Asi Melekler (çantamda) ve yaklaşık 2 saat önce bitirdiğim Kami Garcia & Margaret Stohl - Beautiful Darkness. Bu sene şimdiye kadar okuduğum en iyi kitapsa Anthony Bourdain'in Kitchen Confidential'ıydı, yemekle alakanız yoksa bile alınılası okunulası sevilesi bir kitap. Haberiniz olsun.

- Ayrıca yeni bir hobim var. Çizme ve boyama sevdamı birleştirip tshirt yapmaya başladım. Hobi demek ne kadar doğru olur bilemiyorum gerçi çünkü şimdilik sadece bir tshirt yaptım, o da Burcu'nun doğumgünü hediyesiydi. Ama yaparken az çok delirsem de peşini bırakmamamdan anladığım kadarıyla sevdim ben bu işi. O yüzden kendime (ve belki başkalarına da) yapmaya başlıyorum. Bir isteğim var bile aslında :)
Merak edenler için (telefonumun iğrenç kamerasıyla çekilmiş) Burcu'nun tshirtü :)

- Şimdi de Shallow Grave izleyeme gidiyorum. Görüşürüüüz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...